Sifiliz ( Frengi )

Sifiliz ( Frengi ) Nedir?

Sifiliz ( frengi ) Treponema Pallidum ( T. Pallidum ) adı verilen bir bakterinin yol açtığı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar grubunda yer alan bir hastalıktır. Bu bakteri vücuda girdikten sonra kan yoluyla diğer organlara dağıldığından hayati organlara büyük zararlar verebilir.

Sifiliz Belirtileri

Frengi ( Sifiliz ) 10-90 gün içinde, ortalama 21 günde belirtilerini verir.

  • Şankr (ağrısız, düzgün yüzeyli, kırmızı, temas yeri olan genital bölgede bulunan yaralardır)
  • El ayasında veya ayak tabanında renksiz lekeler veya çizgiler
  • Deri lezyonları
  • Ağızda ve boğazda tahriş
  • Raş (döküntü)
  • Saçlarda dökülmeler

Sifiliz Nasıl Bulaşır?

Sifiliz ( Frengi ) genellikle mikroplu yaralardan ( dudak, oral kavite, meme veya genital gibi ) vajinal, anal veya orogenital cinsel ilişki ile bulaşmaktadır. 1. ve 2.evrenin erken lezyonları olan şankr, müköz patch ve kondiloma lata çok bulaşıcıdır.

Enfeksiyonun ilk yılı çok bulaşıcı olup %90 bulaştırma ihtimali vardır, ilerleyen dönemde bulaşıcılık giderek azalır ve 4.yılın sonunda bulaşıcılık genelde kalmaz. 1. ve 2.evre sifilizi bulunan tedavisiz bireylerin partnerlerine bulaştırma oranı %50-75 civarındadır.

Frengili bir anneden bebeğine sifiliz bulaşma olasılığı vardır. Transplasental enfeksiyon genellikle gebeliğin 18.haftasından sonra bulaşmaktadır. Bununla birlikte fetal enfeksiyon riski erken dönem sifiliz olan annelerde en yüksektir.

Sifiliz kan nakli yoluyla çok nadiren bulaşabilmektedir zira tüm donörler ( kan vericiler ) taranmaktadır ve günümüz kan bankası depolama şartlarında T. pallidum bakterisi 24-48 saatten uzun süre yaşayamamaktadır. Damar içi enjektör ( iğne ) kullananlarda da ortak iğne kullanımıyla bulaşabilmektedir.

Frengi testi ( Sifiliz testleri ) Sifiliz tanısında en sık olarak kullanılan laboratuar testleri şunlardır:

  • Cilt döküntülerinden T. Pallidum izolasyonu
  • VDRL (Venereal Disease Research Laboratory)
  • RPR (Rapid Plasma Reagin)
  • Neson Testi
  • FTA-ABS Testi
  • FTA Testi (Floresan Treponema Antikor)
  • TPHA Testi (Treponema Hemaglütinasyon)

Bu testler arasında en spesifik (güvenilir) olanlar FTA Testi ve TPHA Testidir.

Serolojik testler latent ve geç sifilizin tanısı için kullanılabilecek tek yöntemdir. Sifiliz süresince hastada iki tip antikor oluşmaktadır.

1-Treponemal testler

Treponema Pallidum nakterisinin antijenlerine karşı oluşmuş özgül antikorlardır ve bunların saptanması için doğrudan T. pallidum antijenleri kullanılarak serolojik testler yapılır.

2-Nontreponemal testler

Hastalık sırasında hasar gören hücre lipidlerine karşı oluşan ve reagin denilen otoantikor niteliğindeki bu antilipoidik antikorlar, memeli hayvan dokularından elde edilen lipid ekstrelerin sudaki süspansiyonları ile serolojik reaksiyonlar verirler.


Frengi Hastalığının Evreleri

Birinci evre frengi ( Primer Sfiliz )
Frengi hastalığını taşıyan kişi ile cinsel temastan sonra 10-90 gün arasında ( çoğunlukla 3.haftadan sonra ) şikayetler görülmeye başlamaktadır. Hastalığı kapanların %95 ‘inde genital organ çevresinde “şankr” (chancre) adı verilen sert bir zemin üzerinde ağrısız, sınırlı, yüzeyel ve ülserleşmiş tek bir lezyon vardır. Çok nadiren birden çok lezyon vardır.

Şankr erkekte penis derisi üzerinde veya rektumda, kadınlarda ise vulva ( dış genital alan ) veya nadiren vajina içinde, rektumda olur. Hastalarda kasık bölgesinde lenf bezi şişmesi ( lenfadenopati ) olur ve 40-45 günde kaybolmaktadır.

İkinci evre frengi ( Sekonder Sfiliz )
En bulaşıcı evredir, hastalığın kapılmasından yaklaşık 6 ile 8 hafta sonra bu evreye girilir. Hastalık başladıktan ortalama 2 ay sonra girilen bu dönem, 3. veya 4. yıla kadar sürebilmektedir. Bu evrede cilt döküntüleri görülür. Göğüste veya kol ve bacaklarda başlayan kaşıntısız döküntüler cilde yayılmakta, bu şekilde el ve ayak içleri, makad koyu kırmızı bir renk almaktadır.

Kadınlarda dış genital alan ( Vulva ) ve erkeklerde testislerde geniş, yayvan, beyazımsı, siğil benzeri lezyonlar görülebilir ki bu lezyonlara “Condyloma Latum” (Kondiloma Latum) adı verilir. Sifilizde görülen bu kondilomlar HPV kondilomalarından farklıdır. Ayrıca sfilizin ikinci evresinde ateş, boğaz yanması, kilo kaybı, halsizlik, baş ağrısı ve büyümüş lenf nodları izlenebilmektedir.

Latent evre frengi ( Gizli Dönemdeki Sfiliz )
Latent ( gizli ) evrede hastalığın hiç bir klinik belirtileri olmamasına rağmen serolojik testler hala pozitiftir. Bu dönem erken ve geç latent dönem olarak ikiye ayrılmaktadır.

Erken latent dönem;
hastalığın taşınıyor olmasına rağmen iki yıla kadarki dönemde hastalık bulgusunun olmaması.

Geç latent dönem;
İki yıldan daha uzun bir süre hastalık bulgusunun olmaması ile karakterizedir.

Erken ve geç gizli dönemin ayrılması hastalığın bulaşıcılığı ve tedavi için önemlidir. Erken latent frengide tek doz uzun etkili penisilinler ile tedavi sağlanırken, geç latent frengide birden çok sayıda enjeksiyone gerek vardır. Latent döneme geçen hastaların yarısı üçüncü evreye geçmekte, %25’i bu evrede kalmakta, %25’i ise kendiliğinden iyileşmektedir.

Üçüncü evre frengi ( Tersiyer Sfiliz )
Frengini bulaşmasından sonra tedavisi ihmal edilen veya kesin tanısı konulamayan hastalarda 1-25 yıl sonra üçüncü evre başlamaktadır. Bu evre 50 yıl sonra dahi başlayabilir.

Sfilisin bu döneminde kılcal damarların hasarına bağlı olarak “gom” adı verilen yumuşak şişlikler oluşur. Gomlar, dokudaki iltihaplanmaya şişliklerdir. Gomlar iskelet sistemi de dahil olmak üzere vücudun her yerinde ortaya çıkabilir. Hastalarda sinir hasarına bağlı olarak menenjit, şiddetli ağrılar, felç ve ölüm gelişebilir.

Konjenital Sifiliz nedir? ( Doğuştan Gelen Frengi )
Sifiliz, gebelikte veya doğum sırasında anneden bebeğe geçip bebekte hasar oluşturabilir; buna “konjenital (doğuştan gelen) sifiliz” adı verilir. Hamilelik sırasında sifiliz saptanması durumunda mutlaka penisilin grubu ilaçlarla tedaviye başlanmalıdır.

Nörosifiliz nedir?
Sifilizin sinirsel tutulumuna “nörosifiliz” adı verilir. Günümüzde antibiotiklerin kullanımı ile norosifiliz görülme sıklığı azalmıştır. Nörosfiliz frengi hastalığının en kötü komplikasyonudur.

Günümüzde daha çok tanısı ve tedavisi gecikmiş olan hastalarda, immun direnci baskılı veya HIV pozitif olan kişilerde daha sık olarak izlenmektedir. Sinir sistemine bağlı tutulumlarda kişilerde huy değişiklikleri, demans ( bunama ), Tabes Dorsalis, kısmi veya yaygın felçler oluşabilmektedir.

BOS ‘da ( Beyin omurilik sıvısı ) lokosit artışı ile nörosifiliz tanısı konulabilmektedir. Yine beyin omurilik sıvısından VDRL veya FTA-ABS testleri ile kesin tanı koyulabilir. HIV taşıyıcılığı olan her hastaya lomber ponksiyon yapılarak omurilik sıvısından nörosfiliz taraması yapılmalıdır.

Sifiliz (Frengi) korunma yolları nelerdir?
Her ne kadar prezervatif kullanımı direkt teması ve hastalığın geçişini büyük oranda azaltsa da kesin olarak engellememektedir. Çünkü sfiliz genital olmayan organlardan da geçebilmektedir.

Diğer taraftan sifiliz ( frengi ) tuvaletlerden, günlük aktiviteler sırasında temasla veya elbiselerin ortak kullanımı ile de geçebilmektedir. Çok eşlilikten uzak durmak, ilişkilerde prezervatif kullanmak, şüpheli kişiler ile yakın temaslarda bulunmamak ve hijyenik tuvaletleri tercih etmek alınabilecek önlemler arasındadır.